-
1 ağzını yoklamak
[стара́ться] незаме́тно вы́ведать -
2 ağzını yoklamak
to sound (sb) out -
3 yoklamak
-
4 ağız
рот (м)* * *I выпад. -ğzı1) рот, пасть2) го́рло, го́рлышко; выходно́е отве́рстиеağzı dar şişe — буты́лка с у́зким го́рлышком
cebin ağzı — про́резь карма́на
yanardağın ağzı — кра́тер вулка́на
3) вход (в бухту, залив и т. п.)körfezin ağzı — вход в зали́в
4) нача́ло ( дороги)yolun ağzında — в нача́ле доро́ги
5) края́ (сосуда и т. п.)bardağın ağzı — края́ стака́на
testinin ağzı — края́ кувши́на
6) у́стьеçay ağzı — у́стье реки́
7) разви́лка, перекрёстокdört yol ağzı — перекрёсток доро́г
iki yol ağzı — разви́лка
8) ле́звие9) диале́кт, го́ворRumeli ağzı — румели́йский диале́кт
10) тон, мане́ра ( разговора)ağzı değişti — он заговори́л по-друго́му
bana karşı bu ağzı kullanma — ты со мной таки́м то́ном не разгова́ривай
11) муз. мело́дии, напе́вы (какой-л. местности)12) разг. разsobayı günde iki ağız yakıyoruz — мы то́пим печь два ра́за в день
••ağzı torba değil ki büzesin — погов. на чужо́й рото́к не наки́нешь плато́к
ağız yüreğin artığını / taşkınını söyler — посл. у кого́ что боли́т, тот о том и говори́т
- ağzında- ağzı açık ayran delisi
- ağzı açık kalmak
- ağzını açıp gözünü yummak
- ağız açmak
- ağzını açmak
- ağız açmamak
- ağzını açmamak
- ağız açtırmamak
- ağız ağza vermek
- ağızdan ağza
- ağızdan ağza geçmek
- ağza alınmaz
- ağza almamak
- ağzına aptesle almak
- ağzını aramak
- ağzına atmak
- ağzından baklayı çıkarmak
- ağzında bakla ıslanmamak
- ağzına bakmak
- ağzının içine bakmak
- ağzına baktırmak
- ağzından bal akmak
- ağzını bıçak açmamak
- ağzına bir kemik bırakmak
- ağzına bir parmak bal çalmak
- ağzında gevelemek
- ağız bozukluğu
- ağız burun birbirine karışmak
- ağzı burnu yerinde
- ağzından çıkanı kulağı duymamak
- ağzından çıkanı kulağı işitmemek
- ağzından çıkmak
- ağız değişikliği
- ağız değiştirmek
- ağzını dilini bağlamak
- ağız dil vermemek
- ağzı dili kurumak - ağzından düşürmemek
- ağzından girip burnundan çıkmak
- ağzı havada
- ağzını havaya açmak
- ağzını hayıra aç!
- ağzıyla kuş tutmak
- ağzından kaçırmak
- ağzını kapamak
- ağzını kiraya vermek
- ağzının kokusunu çekmek
- ağzı kulağına varmak
- ağzı kulaklarına varmak
- ağız kullanmak
- ağzı kurusun!
- ağzından lâf almak
- ağzı lâf yapıyor
- ağzı lâkırdı yapıyor
- ağzından lokmasını almak
- ağzını öpeyim!
- ağzının payını vermek
- ağzının ölçüsünü vermek
- ağız persengi
- ağzının perhizi yok
- ağız satmak
- ağzını sıkı tutmak
- ağzını pek tutmak
- ağzı sulanmak
- ağzı süt kokuyor
- ağız tadıyla
- ağzının tadıyla
- ağzının tadını almak
- ağzının tadını bilmek
- ağzını tıkamak
- ağzını topla!
- ağzı var dili yok
- ağzı yanmak
- ağız yaymak
- ağzından yel alsın!
- ağzını yoklamak
- bir ağızdan
- hep bir ağızdan IIмоло́зиво -
5 исповедовать
itiraf etmek* * *несов., сов.1) тк. несов. bağlı olmakиспове́довать правосла́вие — Ortodoks olmak
2) церк. günah(ını) çıkartmak4) перен. ( откровенно сообщать) açıkça söylemek -
6 ağız
\ağız ağıza konuşmak unter vier Augen sprechenağzı kulaklarına varmak ( fam) von einem Ohr zum anderen strahlenağzından çıkmak ( söz) entfahrenağzından kaçırmak ausplaudern, sich verplappernağzını tutmak den Mund halten; ( sır vermemek) dichthaltenbirinin ağzını aramak [o yoklamak] jdn aushorchenbirinin ağzını burnunu dağıtmak jdm die Fresse polierenbirinin ağzını sulandırmak ( fam) jdm den Mund wässrig machenbirinin ağzını tıkamak ( fam) jdm das Maul stopfen\ağızlara sakız oldu sein Name war in aller Mundeelden ağıza yaşamak von der Hand in den Mund lebenilk \ağızda paranın yarısını ödedi beim ersten Mal zahlte er die Hälfte des Geldesuçurumun ağzında am Rande des Abgrundes -
7 sound
adj. sağlam, ses, sapasağlam, sağlıklı, bozulmamış, derin (uyku), deliksiz (uyku), emin, güvenilir, yerinde, iyi, yasal, geçerli, sert, kuvvetli, oturaklı————————adv. mışıl mışıl, deliksiz bir şekilde————————n. ses, melodi, gürültü, anlam, etki, sonda ile muayene, boğaz, haliç, koy, solungaç, yüzme kesesi————————v. ses vermek, ses çıkarmak, çalınmak, etki bırakmak, çalmak, belli etmek, söylemek, muayene etmek, iskandil etmek, araştırmak, sondayla bakmak, sonda ile yoklamak, derıne dalmak (balina), ağzını aramak* * *1. ses 2. duyul (v.) 3. ses (n.)* * *I adjective1) (strong or in good condition: The foundations of the house are not very sound; He's 87, but he's still sound in mind and body.) sağlam, sağlıklı2) ((of sleep) deep: She's a very sound sleeper.) derin, mışıl mışıl3) (full; thorough: a sound basic training.) tam, eksiksiz4) (accurate; free from mistakes: a sound piece of work.) doğru, hatasız5) (having or showing good judgement or good sense: His advice is always very sound.) yerinde, mantıklı•- soundly- soundness
- sound asleep II 1. noun1) (the impressions transmitted to the brain by the sense of hearing: a barrage of sound; ( also adjective) sound waves.) ses2) (something that is, or can be, heard: The sounds were coming from the garage.) ses3) (the impression created in the mind by a piece of news, a description etc: I didn't like the sound of her hairstyle at all!) izlenim, etki2. verb1) (to (cause something to) make a sound: Sound the bell!; The bell sounded.) çal(ın)mak, öt(tür)mek2) (to signal (something) by making a sound: Sound the alarm!) sesle işaret vermek3) ((of something heard or read) to make a particular impression; to seem; to appear: Your singing sounded very good; That sounds like a train.) kulağa... gelmek, sesi... gibi olmak4) (to pronounce: In the word `pneumonia', the letter p is not sounded.) sesletmek5) (to examine by tapping and listening carefully: She sounded the patient's chest.) ses dinleyerek muayene etmek•- soundlessly
- sound effects
- soundproof 3. verb(to make (walls, a room etc) soundproof.) ses geçirmez yapmakIII verb(to measure the depth of (water etc).) derinliğini ölçmek- sounding- sound out -
8 take a sounding
v. iskandil etmek, ağzını aramak, derinlik ölçmek, ağız aramak, ağız yoklamak -
9 take a sounding
v. iskandil etmek, ağzını aramak, derinlik ölçmek, ağız aramak, ağız yoklamak -
10 ausfragen
-
11 ausholen
aus|holenI vijdn \ausholen birinin ağzını aramak [o yoklamak] -
12 aushorchen
aus|horchenvtjdn \aushorchen birinin ağzını aramak [o yoklamak] -
13 ausspionieren
aus|spionieren*vt1) espiyonlamak; ( aushorchen) ağzını aramak [o yoklamak](-in)2) ( entdecken) keşfetmek
См. также в других словарях:
ağzını aramak (veya yoklamak) — ağız aramak Bazı yorumcular karşısındakinin ağzını aramak, gerçek düşüncesini öğrenmek için böyle karamsar görünme yolunu tuttuğunu savunuyorlar. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük